İki farklı fenomen grubunun mevcut olduğunu belirten Doğuş Üniversitesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. İlknur Doğu Öztürk, “Sosyal medya kullanmadan önce de tanınan ünlü kişiler ve sosyal medya ile popüler olan içerik üreticileri var. Birinci grup, güvenilirlikleri ve yakınlık ilişkisi ile hayranlarını harekete geçiriyor. İkinci grup yani sosyal medya ile ünlü olanlarsa daha güvenilir bir imaj elde etmek amacıyla toplumsal konulara duyarlılıklarını göstermeye çalışıyor” diye konuştu.
“KENDİ BENLİKLERİNİ RAHATLATMAK İÇİN YARDIM YAPIYORLAR”
Fenomenlerin bir kısmının kendi çıkarlarını gözetmeden diğerinin durumunu iyileştirme motivasyonu ile yardımlar yaptığı ifade eden Öztürk, “Diğerleri ise yani sosyal medya sayesinde ünlü olanlar, yardımlarını kendi benliklerini rahatlatmak, yardımlarla manevi bir ödül kazanmak veya sosyal konumlarını iyileştirmek güdüsüyle hareket ederek yapıyor. Eylemleriyle ihtiyacı olanların sorunlarına çare bulmaktan ziyade medyada daha fazla yer almak ve itibarlarını yükseltmek ilk motivasyonları” dedi.
“Ünlüler ve kamu arasında kurulan ilişkinin derecesi büyük ölçüde medyanın dikkat çekme ve arzu uyandırma açısından ünlülerin kişiliklerini nasıl kullandığına bağlı” diyen Doğuş Üniversitesi’nden Doç. Dr. Canan Arslan, “Diğer bir deyişle, medyanın kültürel ortamlarda ünlüyü kamuya nasıl sunduğu, kamunun ilgisini belirliyor. Ünlünün kimliği, fikirleri ve ünü, ünlü aktivistlerin kamuoyunu etkilemesine ve bunun sonucunda değişime katkıda bulunmalarına olanak sağlıyor” ifadelerini kullandı. Sosyal medyada yeni bir liderlik biçimi doğduğunu da söyleyen Doç. Dr. Canan Arslan, sosyal medyanın lidersiz olduğu algısının yanlış olduğuna vurgu yaptı.